Sona Doğru
J. C. Chandor’un ilk uzun metraj film denemesi Sona Doğru olmuştur. Film 2011 yılında yapılmıştır. Margin Calls ve kalabalık bir oyuncu kadrosuyla dikkatleri üzerine çekmiştir. Yönetmeninin vizyona giren ikinci filmi gişenin yüksek olacağını haber vermiştir.
Film, tek mekânda çekilen kendi türünde filmler arasında parmakla gösterilecek bir başarıya imza atmayı başarmıştır. Filmin baş rol oyunculuğunu Robert Redford yapmıştır. Oscar ödüllü oyuncunun sekiz gün süren yaşamını Sona Doğru filminde görüyoruz. Tek kişi etrafında şekillenen oyun deneyimli ve başarılı olan Robert Redford sayesinde oldukça yüksektir ilgiyle karşılanmıştır.
İzleyicinin ilgisini tek bir oyuncunun ve tek bir oyuncunun olduğu filmlerde toplamak zordur. Filmden sıkılması an meselesidir. Senarist Chandor, o kadar iyi bir kurgu yazmıştır ki seyirci bir sonraki sahneyi merak etmiştir. Hikâye boyunca deniz filmlerinde kullanılan klişe sahnelere de yer vermiştir. Örneğin tekneyi Alabora edecek şiddette rüzgârlar ya da insanı dehşete düşürecek köpek balıkları da hikâyede yer almaktadır. Ancak hikâyenin içerisine oldukça dengeli bir dağılım göstermektedir. Hiçbir unsur diğerin koştur olmamıştır. Film içerisinde eğrelti duran bir sahne bulunmamaktır.
Sona Doğru Filminin Konusu
Tek kişilik dev kadro olan film, hiç tanımadığımız bir adamın sekiz günlük deniz macerasını bize anlatmaktadır. Robert Redford, hikayesini bilmediğimiz, öncesinin sonrasının anlatılmadığı bir kişiyi oynamaktadır. Denizin ortasındaki yatın sahibi olduğunu düşünüyoruz. Suların ortasında gözünü açmasıyla film başlar. Günün ilerleyen vakitlerinde bir yük gemisi tekneye çarpar. Bu çarpmanın etkisiyle tekne su almaya başlar. Seyirci teknenin batıp batmayacağını merak ederek filme başlar. Gerilim şeklinde devam eden film gemi batmazsa ne olacak düşüncesiyle devam etmektedir. Bir şekilde tekne batmaktan kurtulur. Tam rahat bir nefes alırken yeni felaketler baş gösterecektir. Film konuşmaların olmadığı bir süreçte ilerler.
Sona Doğru ismini de buradan aldığı tahmin edilmektedir. Heyecan ve baş kahramanın hayatta kalıp kalamayacağı merakı devamında kişinin kim olduğuna kendini bırakır. Kahramanın kim olduğu, adının ne olduğu, nerden gelip de bu suyun ortasına düştüğü konularının tahmin edilmesi gerekmektedir. Filmi canlı tutan da bu tahminler olmaktadır.