Uçan Hollandalı Efsanesi
Denizcilik tarihinden çeşitli hayalet gemiler ilişkin hikayeleri ve efsaneleri hepiniz duymuşsunuzdur. Halk arasında bu gemilerin lanetlenmiş olabileceği ve çeşitli sebeplerle mürettebatının da denizde kaybolmuş olabileceği gibi şeylere inanılırdı. Uçan Hollandalı efsanesi bu hikâye ve efsanelerden yalnızca biriydi. Filmlere dahi konu olmuş bu efsanenin nasıl ortaya çıktığı ve hikayesinin ne olduğu sizin de ilginizi çekiyor ise yazımız tam olarak size göre olacaktır. Çünkü yazımıza bu Uçan Hollandalı efsanesinden fazlasıyla bahsedeceğiz.
Öncelikle bu efsanenin ne olduğu ve yüzyıllar boyunca nasıl anlatıldığı konusuna değinmek istiyoruz. Bilmeyenler için Uçan Hollandalı hikayesi şöyle olmaktadır. Efsaneye göre Uçan Hollandalı gemisi Tanrı tarafından lanetlenmiştir ve hiçbir limana giremeden ve sonsuza dek okyanuslarda yol almaya mahkûm edilmiş bir gemidir. Bu hikâyeyi anlatan denizciler, bu gemiye denizde rastladıkların da kendilerine de uğursuzluk getireceğine inanır ve bu gemi ile asla karşılaşmak istemezler.
Bilmeyenler için Uçan Hollandalı gemisinin hikayesini baştan anlatmak istiyoruz. Efsaneye göre Willem van der Decken kaptanlığında Hollanda'nın Güneydoğu Asya'da bulunan sömürgelerine gitmek üzere Amsterdam'dan yola çıkar. Tam Ümit Burnunu dönecekleri sırada bir anda rüzgâr yön değiştirir ve pruvadan esmeye başlar. Rüzgârın şiddetlenmesi ve fırtınaya dönüşmesi kaptanı yolundan döndürmez ve limana geri dönmez. Bunun yerine rüzgâra küfürler savurup bir an önce burnu geçmeye ve sonrasında korunaklı bir koya ısırmaya çalışır. Mürettebat bu konuda ciddi olup olmadığını sorup, kaptanı ikna etmeye çalışsa da kaptan ikna olmaz. O anda kıyamet gelinceye kadar denizlerde yolculuk etmek zorunda kalacak olsa bile o burnu geçmenin bir yolunu bulacağına dair yemin eder. Bu meydan okuma sonucunda kaptan ve Uçan Hollandalı lanetlenir. Kaptan hem Ümit Burnunu geçemez hem de sonsuza kadar denizlerde gezmeye mahkûm edilir. Bu hikâyenin gerçekliğini inanan birçok kişi fırtınalı günlerde denize çıktıklarında bu lanetli gemi gördüklerine yemin eder.
Uçan Hollandalı efsanesinin bir başka versiyonuna göre bu gemi içinde çalıntı mücevherlerle altınlar bulunan bir korsan gemisidir. Bu gemide görevli olan mürettebat efsaneye göre son derece korkunç suçlar işlemiş ve lanetlenmiştir. Bazıları Uçan Hollandalı isminin geminin kaptanının lakabı olduğunu savunur. Zamanla yeni kuşaklara aktarılırken bilgi değişmiştir.
Bu efsanenin ne zaman nerede ortaya çıktığı konusunda bilgi verecek olursak. Efsane de geçen gemiden bahseden ilk yazılı kaynak 1795 yılında basılan ve George Barrington'a atfedilen A Voyage to Botany Bay isimli bir eserdir. Kitabın yazarı sık sık denizcilerin anlatmış olduğu hayalet bir gemi olduğunu ancak bu hikâyenin kendisine pek inandırıcı gelmediğini söyler. Yazar ayrıca Flemenk bir savaş gemisinin tıpkı Uçan Hollandalı efsanesinde olduğu gibi Ümit burnunda fırtına yakalandığını ve parçalandığını bunun sonucunda geminin güvertesinde bulunan herkesin öldüğüne dair bir hikâyeden de bahsediyor. Hikâyeye göre gemiye refakatçi olan gemi limana ulaşabilmiş ve onarıldıktan sonra tekrar Avrupa'ya dönebilmek için yola çıkmıştır. Ancak aynı bölgeye geldiğinde yine şiddetli bir boraya yakalanmışlardır. Bu sırada karşılarında yelkenleri basılı halde olan bir gemi gördüklerini ve bu geminin kendilerine çarpmasından korktuklarını, limana vardıklarında anlatmışlardır.
İlk bahsettiğimiz efsaneler en yaygın olarak bilinendir ve 1821 iyi olan mayıs ayında Blackwood's Edingburg Magazine'de hikâye olarak yayınlanmıştır.
Yüzyıllar boyunca birçok kişi Uçan Hollandalı efsanesindeki gemiyi gördüklerimi yanlarından geçtiğini söylemiştir. Bu kişilerin iddiasına göre gemi yanlarından geçtikten sonra bir anda kaybolmuştur. Gemiye gördüğünü iddia edenler arasında İngiliz kraliyet ailesinden Galler Prensi olan George ve kardeşi Prens Albert Victor da vardır.
Birçok kişinin gördüğünü iddia ettiği geminin mantıksal olarak görülebilmesi mümkün mü merak ediyorsanız, evet mümkün. Bu durumun sebebi aslında fata morgana ismi verilen optik bir illüzyon yani aslında su serabı olmaktadır.
İtalyanca Peri Morgana anlamına gelen bir kavram Kral Arthur efsanesinde yer alan büyücü Morgaine le Fay'dan gelir. Eski zamanlarda bu durumun en fazla yaşandığı Messina boğazında Morgana isimli büyücünün denizcilerin ölmesi için büyü yaptığını ve olmayan karalar yarattığını söyleyen bazı inanışlar vardı. Bu serap türü farklı ısılarda ki hava katmanlarından geçen ışık demetlerinin bu tarz yanılgılara sebep olmaktadır. Oluşan görüntüler genellikle çok uzakta bulunan nesneyi, ada kıyı veya gemiyi kapsayabiliyor. Bu durum genellikle kutup bölgelerinde yer alan soğuk denizlerde görülüyor.
Uçan Hollandalı efsanesi geçmişten günümüze aralarında önemli sanatçıların da olduğu büyük bestecilere ilham olmuş hakkında birçok kitap yazılarak filmler çekilmiştir. Dünyaca ünlü Karayip Korsanlarının bir serisine de konu olan bu efsane artık denizciler tarafından inanılan bir şey olmasa da halen ilgi ile dinlenen bir hikayedir. Kişilerin bu hikâyeyi bu denli ilgi göstermesinin en büyük nedeni belki de kaptanın ibretlik hikayesidir. Uçan Hollandalı efsanesi ne kadar doğrudur ve bize aktarılan kısımların ne kadarı anlatıldığı gibidir bilinmez ancak denize meydan okunmaması gerektiği değişmeyecek bir gerçektir.