Batık Gemilerin Hazineleri

Batık Gemilerin Hazineleri

Geçmişte Denizciler arasında oldukça yaygın bir inanış vardı. Bu inanışa göre batık gemilerin hazineleri denizin derinliklerinde bulunan Davy Jones'un sandığına girerdi. Yani inanışa göre batan bir geminin ne mürettebatına ne de enkazına ulaşılmaz ve batan gemi ile birlikte gemide bulunan hazineler denizin ruhunun olurdu. Denizciler tarihi batık gemi ve onların hazinelerine ilişkin hikayeler ile doludur. Günümüzde bu hikayeler halen popülerliğini koruyor ve insanların ilgisini fazlasıyla çekiyor. Bu hikayeler sadece denizcileri değil sıradan insanları da son derece etkiliyor.

Bu yazımızda en ünlü ve en devasa hazine hikayelerinden ve bu hikayelerin gerçekliğini kanıtlar niteliklere sahip çeşitli belgelerden bahsedeceğiz.

El Dorado: İlahi Adaleti Tecellisi (1502)

Atlas okyanusunda 11 Temmuz 1502 gününde fırtınaya yakalanan ve batan El Dorado gemisi bu sırada oldukça yüklü miktarda inci ve altın taşıyordu. Kimilerine göre bu trajik kaza ünlü kâşif Kristof Kolomb'a haksızlık yapılması sebebiyle bir çeşit ilahi adalet tecellisiydi. Bu kaza sonrasında Kolomb büyü yapmak suretiyle fırtına çıkarmak ile suçlanmıştı. Hikâyenin detayını anlatacak olursak.

1502 yılında İspanya'ya yeni dünyanın hazinelerini götürmek üzere aralarında El Dorado gemisinin de bulunduğu 31 karaveladan oluşan filo sefer hazırlıkları için Santo Domingo'da bir araya geldi. Bu El Dorado'nun yolcularından biri 2 sene önce Kristof Kolomb'un tutuklanmasına sebep olan ve entrikacı olan Francisco de Bobadilla da vardı.

Sefer hazırlıkları sürerken aynı dönem Kolomb son keşif seferini yapıp Santo Domingo limanına gelir. Ne yazık ki gemileri bu limana alınmaz. Kolomb havanın durgun ve ağır oluşunun önemli bir fırtınanın habercisi olduğunu söyler ve onları bu konuda uyarır. Ancak son derece kibirli olan Vali Kolomb'u dinlemez ve onu küçümser. Limana girmesine izin verilmeyen keşif filosu bölgede bulunan Jaina Nehri'nin ağzında korunaklı bir yere sığınmak durumunda kalır. İspanyol filosu ise hazırlıklarını tamamlar ve 11 Temmuz 1502 tarihinde yolculuğa çıkar. Mono geçidinde bu İspanyol filosu korkunç bir kasırgaya yakalanır. Tam 12 saat süren bu kasırga sonrasında 20 gemi denizin dibini boylar. Tahmin edebileceğiniz gibi bu 20 geminin içerisinde El Dorado da vardır.

Gemi fırtına yakalandığında ve vali son anlarını yaşarken Kristof Kolomb'un uyarısını dikkate almamış olmaktan dolayı suçluluk duydu mu yoksa bunun Kristof Kolomb'un laneti olduğunu mu düşündü bilinmez ancak bu kaza sonrasında Kolomb'un büyü yaparak gemileri batırdığına dair söylentiler ortaya çıkmıştı.

Batan ve parçalanan gemilerde tonlarca inci ve altın külçeleri vardı ve gemiler hayal edilemeyecek bir hazine taşıyordu. Fırtına dindiğinde kıyıya hazinenin bir kısmı ulaşmıştı ancak altınların büyük bölümü toz ve külçe halindeydi. Hazine arasında bulunan ve ağırlığının bir buçuk ton olduğu düşünülen Som altından yapılan bir masa en değerli parçalardan biriydi. Vali fırtınaya yakalanmayıp İspanya'ya ulaşabilseydi bu parçayı kendisini Batı Hint Adaları Valisi olarak atayan Kral Ferdinand ve eşi kraliçe Isabella'ya sunmayı planlıyordu. Bu fırtınada İspanya'ya ulaşmayı başaran tek gemi filonun en zayıf gemisi olan ve Kristof Kolomb'un kişisel servetini taşıyan gemiydi.

Flor Do Mar (1511)

Bugün Malezya’nın olduğu bölgede bulunan Malacca Krallığından çaldığı altın ve mücevherleri taşıyan ve Alfonso d’Albuquerque komutasındaki gemi, tarihte içindeki hazineler ile suya gömülen ünlü gemilerdendir. Sefere çıktıktan çok kısa bir süre sonra 21 Kasım 1511 tarihinde fırtınaya yakalandı ve oldukça üzücü bir şekilde denize gömüldü. Gemi battığında içerisinde Malacca Sultanına ait oldukça önemli bir taht bu batan gemi ile birlikte denize gömülen ganimetlerin arasındaydı.

İspanyol Hazine Filosu (1567)

Amiral Juan Velasco de Barrio komutasında Veracruz'dan İspanya'ya doğru hareket eden İspanyol filosu, yıl 1567 de Porto Riko yakınlarına geldiğinde korkunç bir fırtınaya yakalandı. Bu korkunç fırtına esnasında tam 5 gemisini kaybetti. O sırada fırtınanın şiddeti diğer gemilerin batan gemilere müdahale etmesini de engelledi ve hem gemiler hem de gemiler ile birlikte hazineler sulara gömüldü. Gemi filosunun bu kazada 3 milyon peso kaybettiği bilinmektedir. Zorlu koşullar altında karaya ulaşabilen denizciler de bölgede bulunan Karayip yerlileri tarafından katledilmiştir.

Nau Chagas (1594)

İngiliz savaş gemileri tarafından Doğu Hint adalarından Portekiz'e doğru hareket ederken adalarında batırılan bu gemide oldukça yüklü hazine vardı. Geminin içinde bulunan hazinelerin dışında yolculuk esnasında kurtarmış olduğu iki geminin de hazineleri mevcuttu. İçerisinde oldukça yüklü miktarda mücevher bulunan bu gemi Ayrıca üç buçuk milyon peso taşımaktaydı. Sonuç olarak gemi battığında, tüm bu hazine sulara gömüldü.

Terra Fırma (1605)

Kartagena limanından Ocak 1605 de ayrılan ve 7 gemiden oluşan bu İspanyol hazine filosu yine aniden çıkan bir fırtınanın hazırlamış olduğu son ile karşı karşıya kaldı. Yukatan ve Jamaika arasında olan Serranilla bölgesinden geçerken yakalandıkları fırtınada 3 gemi kurtulurken ne yazık ki diğer 4 gemi batmıştı. Batan gemilerin 4 milyon peso tutarında mücevher, gümüş ve altın taşıdığı bilinmektedir.

Santıssıma Trınıdad (1616)

Bir İspanyol Manila kalyonu olan bu gemi Acapulco'ya giderken tayfuna yakalanıp batmıştır. Japonya'nın güneyinde bulunan Osumi Geçidi yakınında batan bu gemi ile birlikte tam 94 ton gümüş para batmıştı. Bu gümüş paraların tam olarak değeri 3 milyon peso olmaktaydı.

Merchant Royal:Denizlerin El Doradosu (1641)

Denizcilik tarihi boyunca en değerli hazinenin battığı gemi Merchant Royal gemisiydi. Britanya açıklarında 23 Eylül 1641 tarihinde fırtınaya yakalanan ve batan gemi oldukça yüklü bir hazine taşıyordu. Taşıdığı hazinenin büyüklüğünü ifade etmek için şunu söyleyebiliriz ki; gemide bulunan hazine o dönem devlet hazinesinin 1/3 üne eşitti. Bu gemi özel olarak 1627 yılında İngiliz tüccarlar tarafından yaptırılmıştı. Gemiye ve taşıdığı hazineye dair daha detaylı bilgi verecek mi bu devasa hazine gemisinin nasıl battığının öyküsünü anlatacak olursak. Şöyle ki;

Bu gemi Batı Hint adalarında bulunan İspanyol kolonileri ile uzun zamandır ticaret yapıyordu. John Limbrey'in kontrolünde olan bu gemi San Domingo da bulunan İspanyol kolonilerinden ayrılmış ve İngiltere'ye ulaşmak üzere yelken açmıştır. Londra'ya dönerken yol üzerinde bulunan Güney İspanya'nın Cadiz limanına uğramak durumunda kalır.

Gemi Cadiz limanında onarım ve bakım için mola verdiği sırada İspanyol ordusu için ayrılan altınların taşınması için görevlendirilen İspanyol gemisi yanar ve bu gemiyle altınları Flanders'ta bulunan orduya ulaştırması mümkün olmaz. Çözüm olarak bu altınları da Merchant Royal'in taşıması uygun görülür. Geminin kaptanı Londra'ya dönerken bu altınları ve alır ve Ağustos 1641 sonlarında yelken açar. Su aldığı için limanda onarılan gemi ne yazık ki limandan ayrıldığında tekrar su almaya devam eder. Bir de üzerine geminin tahliye pompaları bozulur ve 23 Eylül 1642 tarihinde yakalandığı fırtına sonucunda batar. Kazada gemide görev alan 58 mürettebattan 18'i boğularak hayatını kaybeder. Kaptan ve onunla birlikte 40 adam filikalara biner ve kendisine refakatçilik eden Dover Merchant gemisi tarafından kurtarılır. Ne yazık ki bu sırada gemi ile birlikte batan hazineyi kurtarmak mümkün değildi. Kaza haberi kısa sürede Londra'ya ulaşmış ve bu durum tüm Avrupa'da büyük yankı uyandırmıştır. Uzunca bir süre bu haber basında yer almış ve manşetlerden inmemiştir.

Denizlerin El Doradosu olarak bilinen bu gemi battığında içerisinde; 500.000 gümüş İspanyol pesosu, 400 külçe Meksika gümüşü ve 500 külçe İspanyol altını taşıyordu. Bunun yanı sıra geminin ambarında dönemin tüccarlarına ait 300.000 değerinde gümüş ve 100.000 değerinde altın ve mücevher vardı.

San Francısco Xavıer (1656)

İspanya'nın Cadiz Körfezi'nde seyir halindeyken bir İngiliz filosuyla çarpışmaya giren ve bu çarpışmadan sonra tekrar iskeleye dönmeye çalışan gemi ne yazık ki bunu başaramadan havaya uçmuştur. Gemide bu sırada 63 ton gümüş para yani 2 milyon peso bulunmaktaydı. Gemi ile birlikte tüm bu hazine sulara gömülmüştü.

La Vıerge Du Bon Port (1666)

Madagaskar'a keşif seferine çıkmak üzere St. Malo limanından satın alınan bu gemi keşif filosuna dahil edilmişti. 20 Şubat 1966 tarihinde Le Havre limanına giderken Manş Adaları yakınında İngiliz Korsanları tarafından saldırıya uğrayan gemi o bölgede batmıştır. Gemi battığında içerisinde 1.500.000 Euro değerinde kargo taşıdığı bilinmekteydi.

Isabela (1672)

Sevilla'ya dönerken fırtınaya yakalanan ve Veragua Dükü'nün filosunda yer alan bu kalyon alabora olarak bakmıştı. Santa Maria burnunda yakalandı fırtınada battığında geminin ambarında 1 milyon dolar değerinde Peru ve Kolombiya altını olduğu bilinmektedir.

Soleil D'orient (1681)

Fransız Doğu Hindistan şirketi ne ait olan ve ağırlığı 1000 ton olan bu gemi Fransa'ya Siyam krallığının hediyelerini taşıyordu. Madagaskar'ın Güneydoğu ucuna geldiğinde kayalıklara çarpan bu gemi orada batmıştı. Battığı sırada geminin içerisinde yüzlerce elmas, Çin İmparatorluğu'nun hediyesi olan porselenler ve Japon İmparatorluğu'nun hediyesi 1000 parçalık altın olan yemek takımı vardı. İçinde bulunan tüm bu değerli parçalar sulara gömülmüştü.

HMS Sussex (1694)

Britanya Kraliyet savaş gemisi olan ve Amiral Francis Wheeler kaptanlığında hareket eden bu gemi Cebelitarık açıklarında 19 Şubat 1694 tarihinde boraya yakalanmıştır. 100 yılda bir meydana geldiği için sürpriz bir bora olan bu fırtına sırasında yalnızca iki Türk denizci kurtulmuştu. Gemi battığında ambarında Savoy Düküne rüşvet edilmek üzere götürülen 1 milyon Euro değerinde gümüş ve altın para vardı.

San Jose (1708)

Kartegana açıklarında 8 Haziran 1708 tarihinde İngilizlerin batırdığı gemide 344 ton gümüş ve altın para vardı. Bunların değeri yaklaşık olarak 11 milyon peso olmaktaydı. Yanı sıra gemide 116 sandık Zümrüt ve dönemin Peru valisinin kişisel hazinesi de bulunmaktaydı.

İspanyol Hazine Filosu (1715)

12 gemiden oluşan bu filo 30 Haziran 1715 tarihinde Florida'nın Doğu Sahillerinde fırtınaya yakalanmış ve 11 gemisi batmıştı. Filoya eşlik eden Griffon isminde Fransız bir gemi dışında filonun geri kalanı bakmıştı. Filo ile birlikte sulara gömülen hazine gümüşler ve mücevherler hariç 6.338.000 peso olmaktaydı. Kazanın ardından hazinenin önemli bir kısmı kurtarılmış ancak bir kısmına ne yazık ki ulaşılamamıştır. Gemilerin battığı yerde halen 2.200.000 pesonun bulunduğu tahmin edilmektedir.

Santa Rosa (1726)

Portekiz bandıralı kamyon gemisi olan bu gemi Brezilya açıklarında iken bir yangının çıkması ile havaya uçmuş ve batmıştır. Salvador'dan yola çıkan bu gemide 5 tonun üzerinde külçe altın ve sandıklarda gümüş para taşıyordu.

La Victoria (1738)

Bu gemi battığında tüm kargosu ile birlikte sulara gömülmüştü. Anegada'da batan bu geminin içinde yer alan hazinelerin bugünkü değerinin 1.750.000 dolar civarında olduğu bilinmektedir.

Hms Victory (1744)

Amiral Sir John Balchin komutasında Cebelitarık Tan dönen gemi 4-5 Ekim 1744 tarihinde büyük bir fırtınaya yakalanmıştır. Manş Geçidinde bu fırtınaya yakalanan gemi İngiliz donanmasına ait en büyük gemi olmaktaydı. Gemi battığında içerisinde Lisbon'dan almış olduğu 400 bin Euro değerinde altın para ve başka gemilerden ele geçirilen ganimetler vardı.

Notre Dame De Deliverance (1755)

Bir Fransız Kalyon olan ve İspanyol altınlarını taşıyan bu gemi Havana-Cadiz arasında bir bölgede bilinmeyen bir sebeple kaybolmuştur. Kaybolan geminin tahminen battığı düşünülmektedir. Gemi battığında ambarında 585 kilogram külçe altın taşıyan 17 sandık bulunduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra gemide 15.399 adet İspanyol altını, 1.072.000 Adet gümüş sikke, 153 tane altın enfiye kutusu, 23 buçuk kilogram gümüş, değerli taşlar ve mücevherler, 15 kilogram gümüş cevheri ve kabzası altın olan bir kılıç ile altın bir saat bulunmaktaydı. Gemi ile birlikte tüm bu değerli mücevherler ve altınlar sulara gömülmüştü.

Nuestra Senora De Las Mercedes (1804)

Nuestra Senora De Las Mercedes gemisinin de bulunduğu 4 gemilik filo Güney Amerika’dan İspanya’ya dönerken, İspanyol karasularında iken İngilizler ile karşılaşmıştır. 

İngilizler ile çatışan bu gemi bu çatışma sonrasında havaya uçmuştur. Geminin havaya uçması ile içerisinde bulunan yüklü miktarda mücevher ile 4.436.519 gümüş ve altın peso sulara gömülmüştür. Bu olay sonrasında İspanya İngiltere'ye savaş açmıştır.

RMS Amazon (1852)

R.M.S.P şirketine ait olan bu gemi Batı Hint Adaları’na sefer yaparken 4 Ocak 1852 günü çıkan yangın ile infilak etmiş ve batmıştır. Bu üzücü kaza sonrasında batan gemide 100.000 Euro altın, 20.300 Euro madeni para ve 5.150 Euro değerine sahip cıva bulunuyordu.

Napried (1872)

Haziran 1872 yılında Beyrut limanından hareket eden gemi çıkan yangında batmış ve içerisindeki birçok önemli eser ile denizin dibini bulmuştur. Gemi battığında içerisinde Bizans, Yunan, Roma ve Venedik sikkeleri bulunuyordu. Bunların yanı sıra gemide son derece değerli kilim koleksiyonları ve 5.000 parça antika bulunuyordu.

Prins Frederik (1890)

Bir Hollanda gemisi olan ve Java'ya gitmek üzere yola çıkan gemi 25 Haziran 1890 tarihinde İngiliz buharlı gemisi olan The Mapessa ile çarpışıp batmıştır. Gemi battığında ambarında Felemenk ordusuna ödenmek üzere 400.000 gümüş para vardı.

SS Benmohr (1942)

Freetown'un 210 mil kadar güneybatısında 5 Mart 1942 tarihinde Alman bir denizaltı tarafından batırılan gemide önemli bir hazine vardı. Bu gemide 46 buçuk ton gümüş, büyük miktarlarda dökme demir ve kauçuk vardı.

SS City of Cairo (1942)

St. Helena'nın 450 mil kadar güneyinde 6 Kasım 1942 tarihinde Alman denizaltı tarafından batırılan gemide yine değerli eşyalar vardı. Bu değerli eşyalar ahşap, dökme demir, pamuk, kumaş, manganez cevheri ve tam 2000 kutu gümüş para bulunuyordu. Gemi ile birlikte tüm bu değerli eşyalar sulara gömülmüştü.

Denizcilik tarihinde oldukça üzücü kazalar yaşanmış ve birçok deniz aracı istenmeyen sebepler ile batmış veya farklı kazalar yaşanmıştır. Buna bağlı olarak çok sayıda can kaybının yaşanmasının yanında önemli hazineler sulara gömülmüştür. Kaza sonrasında bazı batan gemilerin hazineleri bulunsa da çoğunlukla bu hazineler suların dibinde kalmıştır. Belki bu kazalardan yıllar sonra iyi bir araştırma ile bu hazinelerin bir kısmı bulunabilmiştir. Ancak halen denizin altında geçmişten kalan birçok batık gemilerin hazineleri bulunmaktadır. Belki ilerleyen yıllarda bu hazinelerin bulunabilmesi mümkün olabilecektir.